Nereden Nereye

Hanımının yanına çıktığında, beyinin halini fark eden Zehra:

- Hayırdır inşallah Bey, seni çok kötü görüyorum?
- Yeni görev uykularımı kaçıracak...
- Nedir yeni görev?
- Ulu Cami'de vaizlik...
- Vaizlik mi?
- Evet.
- Gerçekten uykularını kaçıracak kadar zor bir görevmiş. Ne yapmayı düşünüyorsun?
- Bilmiyorum. Rabbim yardımcımız olsun. Bütün marifetlerimiz ortaya çıkacak. Bütün âleme rezil olacağız.

Önümde iki yol var. Birincisi, kendinden emin olarak kürsüye çıkıp saçmalamak, ikincisi, yarın huzura çıkıp her şeyi itiraf etmek. Mümkün olsa bir üçüncü yolu da denerim. O da terk-i diyar edip kaçmak. Ama mümkün değil.

- Sen istersen birinci yolu tercih et.
- Birinci yolu tercih etmek kolay da, bu Cuma vaaza çıkmam gerekiyor. Bütün ilim erbabı âlimler, devlet erkânı, ileri gelen yöneticiler. Padişah ve etrafındakiler dinlemeye gelecekler. Bir mahalle camisi olsa iş kolaydı.
- Sen hazırlığını yap. En kötü ihtimal, bir mahalle camisindeymiş gibi yapar, durumu kurtarırsın.
- Eğer bu işten de Allah'ın yardımıyla kurtulursak, en kısa zamanda okuma-yazma öğrenmem gerekiyor.
- Kocaman Büyük Hoca kimden okuma - yazma öğrenecek?
- Doğru... Tâ göklere kadar çıkartılmış. Allah muhafaza bir düşse paramparça olacak bu cahil, kimden okuma - yazma öğrenecek?