Hayvan Çiftliği

George Orwell tarafından 1945 yılında yazılmış bir kitaptır. Okuduğumuz zaman kitabın alt metinlerini okumaya gayret etmemiz gerekiyor. Çünkü her ne kadar fabl türünde bir kitap gibi gözükse de çok daha fazlasıdır. Diplomasi ile ilgili bir mülakatta öğrencilerin %50’sinin bu kitabı okuduğunu fark ettim. Bu kadar geniş kitleye yayılmışken kaç kişi tam anlamıyla bilinçli okumuştu. Hiçbiri. Kitabı sorduğumda en azından yönetim biçimlerine atıf yaparak bir yorumlama bekledim ancak sadece güzel bir roman denildi. Hayvan Çiftliği bir romandan ziyade bir yardımcı kitap vasfındadır. Kitap içerisinde sıkça yönetim biçimleri simgelense de kitabı birey özgürlüğünden toplum özgürlüğe doğru bir sistemle okumak gerekmektedir. Kitapta çiftlikte ki hayvanlar tarafından yazılıp çiftliğin kapısına asılan yazı metnini bir anayasa ve dahası toplum sözleşmesi olarak algılamak gerekmektedir. Bunun yanında “bütün hayvanlar eşittir” yazısının daha sonra “bütün hayvanlar eşittir, domuzlar daha eşittir” olarak değiştirilmesi de anayasanın değiştirilemez maddelerinden olan her bireyin eşit olması ilkesiyle ve komünizm in genel ilkesiyle çeliştiğini fark ederiz. Bu da hiç şüphesinin dönemin Rusya’sına yapılan ciddi bir eleştiridir.