Ekmek Yoksa Abur Cubur Yesinler_{Kapitalizm Açlığı ve Obeziteyi Nasıl Yarattı?}

Fransiz Devrimi'nden bir süre önce, Kraliçe Marie Antoinette, halkin yiyecek ekmegi olmadigi söylendiginde söyle demisti: "Ekmek yoksa pasta yesinler." Bugün, Marie Antoinette'in yerini dev gida sirketleri ve onlarin etkisi altindaki devletler almis bulunuyor.Dünya nüfusunun dörtte biri "fazla kilolariyla" savasirken diger dörtte biri açlikla bogusuyor. Yani dünya nüfusun yarisi kötü besleniyor. Kötü beslenmenin ötesinde zehirleniyor. Sofralari seker, soya, katki maddesi ve tarim ilaci kalintilariyla dolu, GDO'lu yiyecekler dolduruyor. Reklamlarla manipüle edilen insanlar, özellikle de çocuklar, fast-food bagimlisi oluyor. Obezite "salgini" büyüyor, kanser orani artiyor. Küçük çiftlikler ortadan kalktikça dev tarim arazileri ve vahim durumdaki besi çiftlikleri yayiliyor. Ormansizlasma, çevre kirliligi, toprak verimsizligi, zehirlilik artarken tür çesitliligi azaliyor ve dogaya geri dönüsü olmayan hasarlar veriliyor. Doganin bir parçasi olan bedenimizin ekolojik dengesi bozuluyor. Küresel gida krizi her yönüyle alarm verirken sirketler kârlarini artirmaya devam ediyor. Iste bu yüzden, dev gida sirketlerinin ve devletlerin yarattiklari bu küresel gida krizine karsi kayitsizligi en iyi bu cümle özetliyor: "Ekmek yoksa abur cubur yesinler."(Tanitim Bülteninden)