99 Yazı_{Denize Sıfır Kalp Hizasında}

HER ASK BIR OROSPU YARATIYOR Tansu Çiller'le Mesut Yilmaz'in her an romantik bir iliski yasayabilecegi umuduyla büyümüs bir nesil olarak, siyaseten sifirdik. Özal dönemi çocuklariydik. Özellestirmeleri, sinir kapilarinin açilmasini, memleketi Rus kizlarinin isgal edisini, koalisyonlari, devalüasyonlari, dolarin anamizi aglatmasini, ekonomik krizleri, savaslari izlemistik yillarca. Bir boktan anlamiyorduk. Ama bikkindik. Yine de bir umut vardi. Yillar sonra ilk kez bir sol parti iktidarda, Ecevit basbakandi. O umuda istinaden, Yilmaz Erdogan siir okuyor, Iclal Aydin “Hayat güzeldir...” diyordu. Ama hayat bok gibiydi. Hep beraber daha aydinlik, daha özgür bir topluma dogru dörtnala kostugumuzu sanirken, hayatimizin son güzel yilini geçiriyorduk. Milenyum kapidaydi. Kim bilir? Belki iki binlerde bambaska olurdu her sey... Oldu da. Olmadi mi? *** Türk edebiyatinin parlayan yildizlarindan, çok satan yazarlarindan Arzum Uzun, 99 Yazi adli yeni romaninda 20. yüzyilin son yazini, biriler alemindeki biri olmayan tek kisi genç Bilun Yilmaz ve onun arkadas çevresi ekseninde Bodrum'un renkli atmosferinde, yaz sicaginda ve günes parlakliginda anlatiyor. Geçmiste kalan ask skandallari, dudak uçuklatan aile sirlari, ani süsleyen küçük entrikalar, büyük yalanlar, yogun duygular, ilk asklar, ilk hayal kirikliklari, aile baglari, arkadaslik iliskileri ve zincirleme duygu kazalari... 99 Yazi, bir kere genç olduysaniz, mutlaka okumaniz gereken, elinizden düsüremeyeceginiz, nasil bittigini anlamayacaginiz, sasirtici sonunu hayatinizin sonuna dek unutamayacaginiz bir roman. Sadece o yazin degil, gelmis geçmis, yasanmis ve yasanacak tüm yazlarin romani... Bildiginiz Arzum Uzun romanlari gibi... Bu kez 90'lar tadinda... Yine melankolik, yine sicacik ve yine çok komik. – Geçmisi nasil bilirdiniz? – Hiç geçmemis gibi.