Varoluşun İki Yüzü

Yeni yüzyılın başında kültürel, siyasal ve ekonomik kuşatmanın ağır koşulları altında bunalan Ankara'da yaşlı, yorgun ve yaralı bir entellektüel...

Üniversiteyi yeni bitirmesine rağmen zorlu bir yazı deneyimiyle çıkış yolu arayan genç, güzel ver zeki bir insan... Roman, sıradışı bu iki kişinin; felsefeci yazar Cemil Yekta ile -aynı alanda öğrenim görmüş- Günsu Fırat'ın karşılaşmasıyla başlar.

Hayatını ülkesinin sorunlarını anlamaya ve açıklamaya adamış Cemil Yekta, geleceğe dair umudunu yitirmeye başladığı sancılı bir dönemde Günsu Fırat'a sığınırcasına bağlanır.

Ne var ki bu beraberlik, olayların akışı içinde şaşırtıcı bir değişikliğe uğrar. Bir süre sonra, "sözün bittiği yer"de, Cemil Yekta, yazdığını söylediği romanın başkişisi gibi ekzistansiyel bir seçim yapar. Günsu Fırat, hiç beklemediği bu trajik duruşu anlamaya çalışır.

Felsefece bakmaya ve anlamaya doğru yapılan bu sıcak yolculuğun bir yüzünde tutku diğer yüzünde isyan vardır.
(Arka Kapak)